Page 28 - E-Dergi-Sayı 3
P. 28

Samsun E-Dergi    Karagöz ve Hacivat  hız sarhoşluğunda yetişen nesillerden, kimse
           yıllarca sandık taşımasını, yıllarca çıraklık yapıp
           usta olmasını beklemesin. Gençler hızlı. Bir kaç ay
           içinde öğrenmek istiyor her şeyi. Yani her anlamda
           yenilenmek, zamana yenilmemek için şart oluyor.

           Karagözlü hayatımda çok anım oldu... Bir tanesini
           paylaşmak istiyorum müsaadenizle.

           Yıl 2010 civarı... Ankara At Pazarı Yokuşu’nda tarihi
           Pirinç Han’ın üst katı. Küçük bir Karagöz atölyesi
           kurdum. En manzaralısından. Taş plakta, Türk
           Kahvesi eşliğinde “Karındaş Mahmut”, “Hayali
           Küçük Ali”... Vitrinde tasvirlerin yanı sıra,  Bursa’dan
           “Şinasi Çelikkol” Ustadan aldığım Karagöz’le ilgili
           hediyelik eşyalar. Kırtasiyelerde beş liraya asetat
           tasvir varken kim alır deri tasviri. Her zamanki
           gibi müşteri yok, tasvir boyuyorum. O zamanlar
           dükkânın kirası 300 TL. Kapıdan üç kişi girdi. Siyah
           takım elbiseliler. Bir bayan, iki erkek... Gayet ciddi
           görünümlüler. Buyur ettim. Tasvirlere bakıyorlar.
           İnceliyorlar filan. Alışkın değilim müşteriye... Kahve
           söyledim, plağı kapadım.
           -Başka yok mu? Dediler.
           -Ne yok mu? Dedim.
           -Karagöz... -Bunlardan başka yok mu?
           -Var ama oynattığım tasvirler.
           -Onlar satılık değil, dedim.
           -Bakabilir miyiz, dediler.
           -Tabi, dedim. Başlattım anlatmaya.
           -Az önce baktıklarınız dana derisiydi bunlar deve
           derisi. Gözenekleri böyle olur, kök boyası, vs...
           -Biliyoruz, dediler.
           -Bunları satarsan alırız.
           Kira günü gelmiş, para yok... -350TL ye satarım,
           dedim.
           -300 verelim, dediler.
           -Tamam, dedim, paketledim.

           Çubuk (değnek) da hediye ettim. Kahveler geldi
           ve başladılar hikâyeyi anlatmaya. Bildiğimiz
           Bill Gates yok mu? İstanbul gezisinde Karagöz
           Tasvirlerini görmüş. Amerika’ya döndüğünde aklına
           düşmüş tekrar. Bana o gördüğümüz şeylerden          almış oldular.  Hala o günkü duyguyu çözemedim.
           alın demiş. Bu arkadaşlar birçok yer gezdikten      Kirayı ödediğime mi sevindim, tasvirlerin gittiğine
           sonra,  Ankara’da benim atölyeyi bulmuş ve          mi yandım, parasını sayamayan adam için bir
           oynattığım tasvirleri beğenip dünyanın en zengin    emekçiyle pazarlık yapıldığına mı takıldım...
           insanı için bir de pazarlık yapıp tasvirlerimi satın   Zorluklar seven insanı güçlendiriyor. Az seven pes
                               “                               anlatacak çok anı var. Bu seferlik burada keseyim.
                                                               ediyor. Konu Karagöz olunca söylenecek çok söz,

                                                               Geleneksel veda ile “Her ne kadar sürç-i lisan
                                                               ettimse affola...”
                Zorluklar seven insanı                         Saygı ve sevgilerimle

                       güçlendiriyor.                          İshak 2.Tekgül

                  Az seven pes ediyor.
     28
   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33