Page 45 - Samsun E-Dergi | 2024 - Sayi 11
P. 45
olan doğa, çoğu insanın hiç önemsemediği dayatılmaya çalışılmasının; doğayı, doğal
veya sadece bakıp geçtiği tüm güzellikleri ile olanı gerçekçi bir şekilde resmetme arzumu
resimlerimin konusu oldu. Bazen yaşamın ve motivasyonumu daha da pekiştirdiğini Samsun E-Dergi
devam ettiğini müjdeleyen sevimli ve ürkek söyleyebilirim.
halleri ile kuşlar, bazen rengarenk çiçekler
veya çiçekli bir kumaş parçasının dokusu ve
kıvrımları, bazen de geleneksel motiflerle Yorgun ve hüzünlü yüzleri,
bezenmiş başörtüleri ile yaşama sıkı sıkıya
sarılmış Anadolu kadınları etkiledi beni. onurlu duruşları ve her şeye
rağmen umutla ve sevgiyle
bakan gözleri…
Doğa ve doğallık sanatım için
ekoterapik bir aktiviteden “Çalışkan Anadolu kadınları ilham
ibaret değil. kaynağım oldu” demişsiniz bir
röportajınızda, yaptığınız o resim
uluslararası alanda ödül aldı. Öncelikle siz
Doğa ve doğallık kavramları son yıllarda değerli sanatçımızı tebrik ediyoruz. Sizi
önemini yitirmeye başlıyor gibi. Ancak Anadolu kadınlarını çizmeye iten neydi?
sizin resimlerinize baktığımızda yitirmeye
yüz tuttuğumuz değerleri görüyoruz. Bu
konuda neler söylemek istersiniz?
Doğa ve doğallık sanatım için ekoterapik bir
aktiviteden ibaret değil. Başka bir ortamda
resimlerim daha farklı olurdu belki de. Ama
yaşadığım gördüğüm ve hissettiklerimin
en pozitif olanlarını tercih ederdim yine de.
İnsanoğlunun var olma çabası ile yaptığı her
eylem hegomonik dürtülerinin galip gelmesi ile
sonuçlanıyor hep. Her seferinde kazandıkları
öz güven, yaşam kaynaklarını bencilce
kullanıp sömürmelerine dönüştürmelerine
kirletmelerine ve nihayetinde yok
etmelerine sebep oluyor. Günümüzde
bütün değerlerimizin dejenerasyonuna ve
doğa-doğallık kavramlarının çoğunluğun
benimsediği simülatif döngü içinde çoktan
kaybolup gittiğine şahit oluyoruz. Son
zamanlarda önemini yitiriyor olsa da; doğa
ve doğallık kavramlarının içinde barındırdığı
tüm değerlerin bir tercih meselesi olamayacak
kadar hayati olduğunu düşünüyorum. Bu
noktada bir taraftan öz benliğimizin bozguna
uğratılmasının, diğer taraftan her alanda
olduğu gibi sanatta da, tek koşul olarak
‘yaratıcılık’ adı altında benzer bozgunculuğun