Page 23 - E-Dergi-Sayı 3
P. 23
Tabiat bizim malımız mülkümüz değil. O bize
verilmiş bir emanet. Çevre bizim istediğimiz
zaman keyfi olarak tasarrufta bulunabileceğimiz “
bir şey, bir meta bir madde değil. O yaşayan
bir organizma ve onu yaşattığımız oranda biz Tabiat bize verilmiş
medeniliğimizle, insanlığımızla yükselebiliriz. Onu
öldürdüğümüz oranda aslında kendi ruhumuzu bir emanet. Tabiata Samsun E-Dergi İbrahim Kalın Röportaj
karartırız. İçimizdeki aklı ve erdemi ortadan
kaldırırız. Bu manada parçası olduğumuz tabiatı yaptığımız her bir kötülük
düşündüğünüzde tabiata yaptığımız her bir kötülük kendi bedenimize, kendi
kendi bedenimize, kendi ruhumuza yaptığımız bir
kötülük. Tabiatı kirletmek kendimizi kirletmekten ruhumuza yaptığımız
farklı bir şey değil. Bir ağacı kesmek elimizi
kolumuzu kesmekten farklı bir şey değil aslında. bir kötülüktür.
Çünkü bizimde parçası olduğumuz bir habitatı,
bir ekosistemi böyle böyle adım adım ortadan
kaldırıyoruz.
Konu bir hesap kitap, teknik, mühendislik bir Ama biz kendimizi o tabiatın, o evrenin bir parçası
şey değil. Bu bir akıl ve vicdan meselesi. Bu bir olarak görüp ona sahip olmaya çalışmak yerine ona
şuur ve farkındalık meselesi. Bu bir fikir ve duruş sahip çıkabilirsek, onun sahabesi olabilirsek onun
meselesi. Varlığa sahip olmaya çalışmakla, sahip sohbet arkadaşı, yol arkadaşı olabilirsek o zaman
çıkmak arasında çok önemli bir fark var. Bir şeye Yunus Emre’nin ‘sordum sarı çiçeğe’ derken neyi
sahip olmaya çalışmak onu mal, mülk edinmeye kastettiğini anlarız. İşte o zaman Simurg’un dilinden
çalışmaktır. Onu bir meta haline getirmektir. Bir anlarız. İşte o zaman Kuran-ı Kerim’de anlatılan
şeye sahip çıkmak ise ona arka çıkmaktır, onu Hz. Süleyman’ın hayvanlarla olan konuşmasının
koruyup kollamaktır. Tabiri caizse bekçiliğini hikâyesini anlamaya başlarız.
yapmaktır. Türkçede biliyorsunuz bekçi kelimesi
bekleyen değil bir şeyi pekleştirmek kelimesinden Ihvân-ı Safa Risaleleri’nde çok güzel bir bölüm
gelir. Onu sağlamlaştırmak, güçlü hale getirmek, vardır. İnsanla, tabiat ve özellikle hayvanlar
korumak, onun sağlığı sıhhati ve muhafazası arasındaki ilişkiyi ele aldığı kıyamet gününde
içi çaba göstermek demek. Mahalle bekçisi Ihvân-ı Safa bir başka terazi tahayyül eder. Bir
bekleyen değil, mahallenin sağlık ve selameti başka hesap anı tahayyül eder. Hayvanları hakim,
için barış ve huzuru için çaba gösteren kişi insanları da yargılanan kişiler olarak mahkemeye
demektir. Bu manada varlığın bekçisi olabilmek, çıkartır. O hayvanlar tek, tek gelirler ve kendilerine
varlığın tabiri caizse çobanı olabilmek ona sahip kötülük yapan insanlardan mahkeme odasında
olmak değil ona sahip çıkmayı gerektirir. Bizim hesap sorarlar. Sen bana yemeğimi vermemiştin,
insan ilişkilerimizde de karşımızdaki bir insana, sen bana kötü davranmıştın, sen bana vurmuştun,
öğrencimize, bir çalışanımıza, iş yerindeki bir sen beni soğukta, açıkta bırakmıştın, suyumu
arkadaşımıza, altımızda çalışan kişilere, memura, vermemiştin, sen hasta olduğumda bana
işçiye veya bir başkasına sahip olmaya çalışmak bakmamıştın diye tek tek hayvanlar, köpekler,
yani onları adeta bir meta haline getirmek yerine kediler ve diğerleri gelip insanlardan hesap
onlara sahip çıkmalıyız. Ancak birbirine sahip sorarlar.
çıkanlar birbirlerinin sahabesi olabilirler. Sahabe
kelimesi de biliyorsunuz sohbet kelimesi ile aynı Kitaplarınızda ortak iyiden bahsediyorsunuz.
kökten gelir. Sohbet ehli olanlar birbirlerine Bütün bunlara rağmen batı merkezci bir
sahip çıkan insanlardır. Ancak birbirlerine sahip algoritma yürütülmesine rağmen Doğu ile Batı
çıkanlar birbirlerinin sohbetinin ehli olabilirler. arasında ortak iyi konusunda ortak bir payda
Sohbet dediğimiz şey de başta bahsettiğimiz o aynı oluşturulabilir mi? Bu konuda bir ümidiniz var
geleneğe sahip olmanın aynı hikâyeyi paylaşmanın mı?
bize kazandırdığı muazzam bir zenginliktir.
Elbette. Dünyanın iyileri bir araya gelebilir. Doğulu
Tabiata ve çevreye bir meta olarak, olabilir, Batılı olabilir. Kur’an’ın dediği gibi Doğu
dönüştürülmesi, kullanılması, istismar edilmesi, da Batı da Allah’a aittir. Öyle bir hayır ve iyilik
sömürülmesi gereken bir şey olarak bakarsak bizim mertebesine gelirsiniz ki artık insanların kimliği,
doğru bir ilişki kurmamız mümkün olmayacak. rengi bunlar belirleyici olmaktan çıkarlar. Dediğim
Çevre krizi başka şekillerde tekrar tekrar ortaya gibi dünyanın iyilerinin dünyanın kötülerine karşı
çıkacak. bir arada olması dünyanın hayrına olacaktır. 23